Happiness is just outside my window
Mutluluk işte pencerimin dışında
Would it crash blowing 80-miles an hour?
Saatte 80 mil esmeyi keser mi?
Or is happiness a little more like knocking
Yoksa mutluluk biraz kapını
On your door, and you just let it in?
Tıklayan, ve senin içeri aldığın gibi mi daha çok?
Happiness feels a lot like sorrow
Mutluluk daha çok hüzün gibi hissettiyor
Let it be, you can't make it come or go
Bırak onu, ne gelmesini nede gitmesini sağlayabilirsin
But you are gone- not for good but for now
Ama sen gittin - ne sonsuza dek ne de şimdilik
Gone for now feels a lot like gone for good
Şimdilik gitmiş olman daha çok sonsuza kadar gitmiş gibi hissettiyor
Happiness is a firecracker sitting on my headboard
Mutluluk yatak başımda duran bir kestanefişeğidir
Happiness was never mine to hold
Mutluluk asla sarıldığım bir şeyim olmadı
Careful child, light the fuse and get away
Dikkat et çocuk, fitili yak ve kaç
'Cause happiness throws a shower of sparks
Çünkü mutluluk kıvılcım yağmuruna tutar seni
Happiness damn near destroys you
Mutluluk lanet olasıca neredeyse yok eder seni
Breaks your faith to pieces on the floor
İnancını parçalara ayırır yerde
So you tell yourself, that's enough for now
Bu yüzden söyle kendine, şimdilik bu yeterli
Happiness has a violent roar
Mutluluğun şiddetli bir gürlemesi vardır
Happiness is like the old man told me
Mutluluk aynı yaşlı bir adamın bana söylediği bir şey gibidir
Look for it, but you'll never find it all
Ara onu, ama asla bulamayacaksın onı
Let it go, live your life and leave it
Bırak gitsin onu, hayatını yaşa ve bırak onu
Then one day, wake up and she'll be home
Sonra bir gün, uyan ve o yuvaya geri dönmüş olacak
Home, home, home
Yuvaya yuvaya yuvaya