Unsaid
Not that you're the one
Tek değilsin
Not to say I'm right
Benim haklı olduğumu söylemeyen
Not to say today
Bugün söylemeyen
And not to say a thing tonight
Ve bu gece tek bir laf etmeyen
But suffice it to say
Ama şunu söylemek yeterli olacaktır
We're leaving things unsaid
Biz olan biteni söylenmemiş şekilde bırakıyoruz
We sing ourselves to sleep
Uyumamız için şarkılar söylüyoruz kendimize
Watching the day lie down instead
Onun( uyumak) yerine günün başlayışını izleyerek
And we are leaving some things unsaid
Bazı şeyleri söylenmemiş bir şekilde bırakıyoruz
And we are breathing deeper instead
Ve bunun yerine içten içe nefes alıyoruz
We're both pretty sure
İkimiz de oldukça eminiz
Neither one can tell
Hiçbirmiz de söyleyemeyiz
We seem difficult
Zor insanlar gibi görünüyoruz
What we got is hard as hell
Yaşadıığımız şey çok ama çok zor
A hundred thousand words could not quite explain
Yüz bin kelimeler açıklayamazdı
So I walk you to your car
Bu yüzden arabana yürüdüm
And we can talk it out in the rain
Ve bunu yağmurda konuşabiliriz
And we are leaving some things unsaid
Bazı şeyleri söylenmemiş bir şekilde bırakıyoruz
And we are breathing deeper instead
Ve bunun yerine içten içe nefes alıyoruz
And we are leaving some things unsaid
Bazı şeyleri söylenmemiş bir şekilde bırakıyoruz
I can sing myself to sleep
Uyumak için kendi kendime söyleyemiyorum
No more
Artık
Not that you're the one
Tek değilsin
Not to say I'm right
Benim haklı olduğumu söylemeyen
Not to say today
Bugün söylemeyen
And not to say a thing tonight
Ve bu gece tek bir laf etmeyen