i was your sailor, your demon, your lover, your overbearing
ben senin denizcindim, şeytanın, aşığın, mütehakkim
best friend hoping for some attention
en iyi arkadaşın, birazcık ilgi ümidinde
i saw through your automatic heartache, and now i know
özdevinimli kalp ağrında gördüm, ve şimdi biliyorum
that love is as love was, it's downhill from here.
ki aşk, daha önce de olduğu gibi, o yokuş aşağı bir yerde
should i run a million miles away from every memory of you?
her bir hatıranın, koşup kaçmalı mıyım, milyonlarca mil uzağına?
let that be a lesson to me, think not with my heart but with my head.
bu da ders olsun, düşünmeyeyim aklım yerine kalbimle bir daha
no i never really had it in me, did i, did i?
hayır gerçekten hiç yoktu aklımda, yoktu öyle değil mi? öyle değil mi?
no i never really had it in me, did i, did i?
hayır gerçekten hiç yoktu aklımda, yoktu öyle değil mi? öyle değil mi?
(no) i never really had it in me, did i, did i?
(hayır) gerçekten hiç yoktu aklımda, yoktu öyle değil mi? öyle değil mi?
i was your armchair, your mattress, your tv, your everlasting
ben senin koltuğundum, minderin, televizyonun, senin hiç bitmeyen
talk show host, mouthing ''baby, you're wonderful.'talk show sunucun, "bebeğim, müthişsin" sözlerinin sahibi
i fell under your control, switch on switch off, robotic
senin kontrolün altına girdim; açıldım ve kapandım, robotsu
i lost every ounce of myself.
her bir ons'umu kaybettim
should i run a million miles away from every memory of you?
her bir hatıranın, koşup kaçmalı mıyım, milyonlarca mil uzağına?
let that be a lesson to me, think not with my heart but with my head.
bu da ders olsun, düşünmeyeyim aklım yerine kalbimle bir daha
no i never really had it in me, did i, did i?
hayır gerçekten hiç yoktu aklımda, yoktu öyle değil mi? öyle değil mi?
no i never really had it in me, did i, did i?
hayır gerçekten hiç yoktu aklımda, yoktu öyle değil mi? öyle değil mi?
(no) i never really had it in me, did i, did i?
(hayır) gerçekten hiç yoktu aklımda, yoktu öyle değil mi? öyle değil mi?
no i never really had it in me, did i, did i?
hayır gerçekten hiç yoktu aklımda, yoktu öyle değil mi? öyle değil mi?
no i never really had it in me, did i, did i?
hayır gerçekten hiç yoktu aklımda, yoktu öyle değil mi? öyle değil mi?
(no) i never really had it in me, did i, did i?
(hayır) gerçekten hiç yoktu aklımda, yoktu öyle değil mi? öyle değil mi?
i was your sailor, your demon, your lover, your overbearing
ben senin denizcindim, şeytanın, aşığın, mütehakkim
best friend hoping for some attention
en iyi arkadaşın, birazcık ilgi ümidinde
Düzenleme ; epica