I'm always thinking about useless things
Her zaman gereksiz şeyler hakkında düşünüyorum
I'm always checking out
Hep kontrol ediyorum
I'm always mothering myself to bits
Her zaman kendime annelik yapıyorum
I'm always checking out
Hep kontrol ediyorum
Forget it, nothing I change changes anything
Unut gitsin, değiştirdiğim hiçbir şey bir şeyleri değiştirmiyor
I won't let it, I won't let it ruin my hair
İzin vermeyeceğim, saçlarımı dağıtmasına izin vermeyeceğim
I only take up a little of the collapsing space
Sadece çökmekte olan alanın birazını alıyorum
I better cut this off
Kessem iyi olacak
Don't wanna fuck it up
Berbat etmek istemiyorum
I only take up a little of the collapsing space
Sadece çökmekte olan alanın birazını alıyorum
I better cut this off
Kessem iyi olacak
Don't wanna fuck up the place
Mekanı berbat etmek istemiyorum
I better walk it back, walk it back
Vazgeçsem iyi olacak, vazgeçsem
Oh, I better walk it back, walk it back
Oh, vazgeçsem iyi olacak, vazgeçsem
Walk it back, walk it back
Vazgeçsem, vazgeçsem
I try to save it for a rainy day
Yağmur bir gün için saklamayı deniyorum
It's raining all the time
Hep yağmur yağıyor
Until everything is less insane
Her şey daha az delice olana kadar
I'm mixing weed with wine
Otla şarabı karıştırıyorum
Forget it, nothing I change changes anything
Unut gitsin, değiştirdiğim hiçbir şey bir şeyleri değiştirmiyor
I won't let it, I won't let it ruin my hair
İzin vermeyeceğim, saçlarımı dağıtmasına izin vermeyeceğim
I only take up a little of the collapsing space
Sadece çökmekte olan alanın birazını alıyorum
I better cut this off
Kessem iyi olacak
Don't wanna fuck it up
Berbat etmek istemiyorum
I only take up a little of the collapsing space
Sadece çökmekte olan alanın birazını alıyorum
I better cut this off
Kessem iyi olacak
Don't wanna fuck it up
Berbat etmek istemiyorum
I only take up a little of the collapsing space
Sadece çökmekte olan alanın birazını alıyorum
I better cut this off
Kessem iyi olacak
Don't wanna fuck up the place
Mekanı berbat etmek istemiyorum
I better walk it back, walk it back
Vazgeçsem iyi olacak, vazgeçsem
Oh, I better walk it back, walk it back
Oh, vazgeçsem iyi olacak, vazgeçsem
Walk it back, walk it back
Vazgeçsem, vazgeçsem
Oh, I better walk it back, walk it back
Oh, vazgeçsem iyi olacak, vazgeçsem
Walk it back, walk it back
Vazgeçsem, vazgeçsem
"People like you are still living in what we call the reality-based community.
"Sizin gibi insanlar hâlâ gerçekliğe dayalı topluluk dediğimiz şeyde yaşıyorlar.
You believe that solutions emerge from your judicious study of discernible reality.
Çözümlerin, fark edilebilir gerçeklik hakkındaki dikkatli çalışmanızdan ortaya çıktığına inanıyoruz.
That's not the way the world really works anymore.
Artık dünya böyle dönmüyor.
We're an empire now, and when we act, we create our own reality.
Biz şimdi bir imparatoruz ve hareket edince kendi gerçeğimizi yaratırız.
And while you are studying that reality - judiciously, as you will -
we'll act again, creating other new realities,
which you can study too, and that's how things will sort out.
Siz o gerçekliği çalışırken -yapacağınız gibi, mantıklı-
hareket edeceğiz, başka gerçekler yaratacağız,
sizinde çalışabileceğiniz, ve işler böyle çözülecek.
We're history's actors, and you, all of you,
will be left to just study what we do.
Biz tarihin aktörleriyiz, ve siz, hepiniz,
yaptığımız şeyleri incelemek için kalacaksınız.
Apparently that was written on a whiteboard with a red sharpie
in the Roosevelt bedroom, sometime around Christmas 2007.
Yeah, so I can't stay..."
Görünüşe göre bu, Roosevelt yatak odasında
kırmızı bir keskinliğiyle beyaz tahtaya yazılmıştı,
2007 Noel civarında. Evet, bu yüzden kalamam..."
I can't stay and I can't come back
Kalamam ve geri dönemem
I'll just keep awake
Sadece uyanık olmaya devam edeceğim
And I won't react
Ve tepki göstermeyeceğim
I'll walk through Lawrencetown
Lawrencetown'u baştan sona yürüyeceğim
Along the tracks
İzlere kadar
My own body in my arms
Kendi vücudum kollarım arasında
But I won't collapse
Ama çökmeyeceğim
So don't go dark on me
Bu yüzden bana karşı karamsar olma
It's all alright
Her şey yolunda
If I'm gonna get back to you, someday
Eğer sana geri döneceksem, bir gün
I'll need you light
Sana işaret vereceğim