whoa oh oh oh oh
whoa oh oh oh oh
I kinda feel like it dont make
Sanki onu yapmamış gibi hissediyorum
like-like-like it dont make
Sanki-sanki-sanki onu yapmamış gibi
feel like it dont make se-se-se-se-sense
Sanki fa-fa-fa-farkında değilim gibi
I'm thinking, baby, you and I are undeniable
Düşünüyorum, bebek, sen ve ben inkâr edilemeyiz
But I'm finding out loves unreliable
Ama ben aşkları güvenilmez buluyorum
I'm giving all I got just to make you stay
Sadece senin kalman için herşeyimi veriyorum
Or am I just a roadblock in your way?
Yoksa ben senin önünde bir engel miyim ?
Cause you're a pretty little windstorm out on the boulevard
Çünkü sen tıpkı bulvardaki bir fırtına gibisin
Something like a sunset, oh you're a shooting star
Tıpkı gün batımı gibi, yoksa sen kuyruklu yıldız mısın ?
And I might drive myself insane
Ve ben çılgınlaşabilirim
If those lips aren't speakin my name
Eğer o dudaklar benim adımı söylemiyorsa
Cause I got some intuition,
Çünkü benimde aynı sezgilerim var
or maybe Im superstitious
Veya ben hurafeye inanıyorum
But I think you're a pretty sweet pill
Ama bence sen hoş tatlı bir ilaçsın
that Im swallowing down
Benim yuttuğum
To counter this addiction
Bu bağımlılığı saymak için
you've got me on a mission
Benim ideallerimi yakaladın
Tell me darling, can I get a break somehow?
Söyle bana canım, bir fırsat alabilir miyim bir şekilde ?
How can I say no?
Nasıl hayır diyebilirim ?
Shes got a love like woe
Dert gibi bir aşkı var
(whoa oh oh oh)
Girls got a love like woe
Kızların dert gibi aşkları var
(whoa oh oh oh ba-da-da)
I kinda feel like it dont make sense
Bunun fark yaratmayacağını düşündüm
Because you're bringing me in
Çünkü sen bana hükmediyorsun
and now you're kicking me out again
Ve şimdi beni tekrar dışarı itiyorsun
Loved so strong, then you moved on
Çok güçlü sevdim, sonra sen gittin
Now I'm hung up in suspense,
Şimdi endişeyi askıya aldım
Because you're bringing me in
Çünkü sen bana hükmediyorsun
And then you're kicking me out again
Ve sonra beni tekrar dışarı itiyorsun tekrar
Its like a hurricane, speed train, shes a moving car
Tıpkı fırtına, hızlı tren, hareket eden araba gibi
Catch her in the fast lane, oh I gotta know,
Onu hızlı yolda yakaladım, bilmeliydim
Can I keep up with her pace?
Onun hızında kalabilir miyim ?
Kick it into gear when I see that face
O yüzü gördüğüm zaman onu eşyaların arasına ittim
You can take up all my time cause you're the only one
Benim bütün zamanımı alabilirsin çünkü sen teksin
That can make a storm cloud break
Bu fırtına dindirici bulut yapabilir
Pulling up the sun
Güneşi yukarı çeken
And I cant get caught in the rain
Ve ben yağmura yakalanmam
Can I get your lips to speak my name?
Dudaklarından benim ismimi duyabilir miyim ?
Cause I got some intuition,
Çünkü benimde aynı sezgilerim var
or maybe Im superstitious
Veya ben hurafeye inanıyorum
But I think you're a pretty sweet pill
Ama bence sen hoş tatlı bir ilaçsın
that Im swallowing down
Benim yuttuğum
To counter this addiction
Bu bağımlılığı saymak için
you've got me on a mission
Benim ideallerimi yakaladın
Tell me darling, can I get a break somehow?
Söyle bana canım, bir fırsat alabilir miyim bir şekilde ?
How can I say no?
Nasıl hayır diyebilirim ?
Shes got a love like woe
Dert gibi bir aşkı var
(whoa oh oh oh)
Girls got a love like woe
Kızların dert gibi aşkları var
(whoa oh oh oh ba-da-da)
I kinda feel like it dont make sense
Bunun fark yaratmayacağını düşündüm
Because you're bringing me in
Çünkü sen bana hükmediyorsun
and now you're kicking me out again
Ve şimdi beni tekrar dışarı itiyorsun
Loved so strong, then you moved on
Çok güçlü sevdim, sonra sen gittin
Now I'm hung up in suspense,
Şimdi endişeyi askıya aldım
Because you're bringing me in
Çünkü sen bana hükmediyorsun
And then you're kicking me out again
Ve sonra beni tekrar dışarı itiyorsun tekrar
Cause we only have one life
Çünkü sadece bir hayatımız var
The timing and the moment,
Zamanlama ve anlar
All seem so right
Hepsi doğru görünüyor
So would you say you're mine?
Benim olduğunu söyleyebilir misin ?
(We'll be just fine)
(Çok iyi olacağız)
Would you say you're mine?
Benim olduğunu söyleyebilir misin ?
(We'll be just fine)
(Çok iyi olacağız)
Shes got a love like woe
Dert gibi aşkı var
(whoa oh oh oh)
Girls got a love like woe
Kızların dert gibi aşkları var
(whoa oh oh oh ba-da-da)
I kinda feel like it dont make sense
Bunun fark yaratmayacağını düşündüm
Because you're bringing me in
Çünkü sen bana hükmediyorsun
and now you're kicking me out again
Ve şimdi beni tekrar dışarı itiyorsun
Loved so strong, then you moved on
Çok güçlü sevdim, sonra sen gittin
Now I'm hung up in suspense,
Şimdi endişeyi askıya aldım
Because you're bringing me in
Çünkü sen bana hükmediyorsun
And then you're kicking me out again
Ve sonra beni tekrar dışarı itiyorsun tekrar