Well I stopped to think about the bad times that I've had
-Yaşadığım kötü zamanları düşünmüyorum artık
With a smile on my face warm with the birth of the sad
-Yüzümde bir gülümseme dondu, mutsuzluğun doğuşuyla
Curled up with nothing to do
-Yapacak birşey yok, kıvrılıp oturdum öyle.
Why's the sun always out when I'm feeling blue
-Ben üzgünken neden güneş hep dışarıda olur?
It must be you
-Bu sen olmalısın.
When I took my first drink of Alcohol
-İlk alkollü içeceğimi aldığımda
I saw the angel of death floating over us all
-Üstümüzde uçan ölüm meleğini gördüm
And with a smile on my face, I just wept
-Ve yüzümde bir gülümsemeyle sadece ağladım
How does a grown man laugh in the face of death
-Yetişkin bir adam ölümle yüzleşirken nasıl güler?
It must be you
-Bu sen olmalısın.
You forgot your dagger when you left
-Gittiğinde bıçağını burada unuttun
Six inches deep buried in my chest
-Göğsüme gömülü, unutulup kaldı.
And if you come back to pull it out to look at the blood
-Eğer onu dışarı çekip kana bakmaya gelirsen
I'll slap your hand away, at least I loved, loved you
-Elini uzaklaştıracağım, en azından seni sevdim. Sevdim seni...
It must be you
-Bu sen olmalısın.