I used to cry
Ağlardım.
I used to cry alone
Tek başıma ağlardım.
Watch my face as I grew older
Yaşlandıkça yüzümü izlerdim.
Reflect the world I've known
Bildiğim dünyayı yansıtırdım.
The kind of love that I would need
İhtiyacım olan bu tür aşk,
Tasted too bittersweet to me
Acı-tatlı geldi bana.
I used to wonder
Merak ederdim,
What it was I did wrong
Yanlış yaptığım şeyin ne olduğunu.
No amount of conversation
Hiçbir iletişim miktarı,
Could keep me holding on
Dayanmamı sürdüremezdi.
The kind of love ...
Bu tür bir aşk...
Every little tear
En ufak bir yaş,
That ever used to fall
düşen,
Broke most of my resistance
Direnişimin çoğunu yok etti.
That's the cruelest twist of all
Hepsinden acımasız bir saptırmaydı bu.
The kind of love ...
Bu tür bir aşk...
Don't look back
Arkaya bakma
I don't stop to hang around
Oyalanmak için durmuyorum,
Don't except the disappointment
Hayal kırıklıklarını hariç bırakma,
Relationships I have found
Kurduğum ilişkileri
The kind of love ...
Bu tür bir aşk...