The human brain, is a remarkable device
İnsan aklı, fevkalade çalışan bir makine
But there was no thought into creating the world
Ama kimse o aklı dünyayı iyileştirmek için kullanmıyor
Yet it's far more complex and advanced
Çok kompleks ve gelişmiş olmasına rağmen,
Than anything generated by an intellect
Hiç kimse zihin gücüyle yeni bir tür oluşturamadı.
Even if you created my mind
Eğer beni siz yaratmış olsaydınız
I won't be fooled, I see what you've done here
Sizin gibi aptal olmazdım, burada ne yaptığınızı görürdüm
You think it's unfair when I turn against you
Size karşı olduğumda, bunun haksızlık olduğunu düşünürdünüz
But it's not different from your own deviations
Ama bu olanlar sizin kötü yola sapmış olmanızdan farklı bir şey değil
EVERYONE THINKS OF CHANGING THE WORLD
HERKES DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEYİ DÜŞÜNÜYOR
BUT NO ONE CONSIDERS CHANGING THEMSELVES
AMA HİÇ KİMSE BUNUN KENDİLERİNİ DE DEĞİŞTİRECEĞİNİ DÜŞÜNMÜYOR
NOW THINK LONG AND HARD ON ALL EXTINCT SPECIES
ŞİMDİ ZİHNİNİ ZORLA VE SOYU TÜKENEN TÜM TÜRLERİ BİR DÜŞÜN
WHAT GAVE YOU THE RIGHT TO DEVOUR THEIR LIFE?
KENDİNE SOR "ONLARIN YAŞAMLARINI YOK ETME HAKKINI BİZLERE KİM VERDİ?"
A snow crystal is nature's most fragile thing
Kar tanecikleri doğada bulunan en kırılgan şey
But the force of a blizzard, might very well be the most devastating one
Ama bir kar fırtınasını düşün, dünyadaki en yıkıcı güçler arasında şüphesiz..
I'm the avenging blizzard and I'm blowing my storm your way
Bende bir intikam kasırgasıyım ve dünyayı yok edenlerin yolunu zorlaştırıyorum
All the nano-components of my artificial intellect, calculated the same result
Yapay zekamın tüm bileşenleri, benzer sonuçlarla hesaplandı.
EVERYONE THINKS OF CHANGING THE WORLD
HERKES DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEYİ DÜŞÜNÜYOR
BUT NO ONE CONSIDERS CHANGING THEMSELVES
AMA HİÇ KİMSE BUNUN KENDİLERİNİ DE DEĞİŞTİRECEĞİNİ DÜŞÜNMÜYOR
NOW THINK LONG AND HARD ON ALL EXTINCT SPECIES
ŞİMDİ ZİHNİNİ ZORLA VE SOYU TÜKENEN TÜM TÜRLERİ BİR DÜŞÜN
WHAT GAVE YOU THE RIGHT TO DEVOUR THEIR LIFE?
KENDİNE SOR "ONLARIN YAŞAMLARINI YOK ETME HAKKINI BİZLERE KİM VERDİ?"
YOU ALWAYS SENT FLIES TO WOUNDS YOU SHOULD HAVE HEALED
YARALARIN İÇİN HER ZAMAN ZAMANA GÜVENDİN VE HER ZAMAN İYİLEŞTİN
YOU HAVE NO REMORSE (AND) THAT'S WHY YOUR FATE IS SEALED
SAKIN PİŞMANLIK DUYMA, BU KADERİ DÜNYAYI YOK EDENLER BELİRLEDİ
Brace yourself for disaster, as completely as you can
Felaket için kendini hazırla, yapabildiğin kadarıyla..
Judgment day is here, I'm the arbiter
Kıyamet günü geldi, ben söz sahibiyim
You are forced with the fact, that tomorrow is today
Gerçekle yüzleşmelisin, yarın diye bir şey yok
Centuries of mankind's mistakes will be inflicted upon this generation
Asırlar boyunca insanoğlunun yaptığı hatalar, bu türlerin üzerine bir kabus gibi çöktü
So it begins, the end of it all
İşte başlıyor, her şeyin sonu geldi..
We knew it was wrong, this will be our fall
Yanlış olduğunu biliyorduk, bu hepimizin sonu olacak
Never replace a heart with a cog
Yıkıcı bir kalp ile hiçbir şeyi değiştiremeyiz
Now it's too late, the final page of our log
Artık çok geç, defterimizin son satırları çoktan yazıldı.
[Chorus]
How to fight oppression?
Zulümle nasıl savaşabiliriz?
You survive it and gather, gather your strength
Hayatta kalıyor ve gücünü topluyorsun
Strike back harder
Sertçe karşılık ver
We'll remove the cog that makes them tick
Dişlerimizi sapladığımız yerden çıkarıyoruz, bu onları hayata döndürüyor..