Hold your head up high
-Başını yüksek tut!
You're never wrong
-Hiç bir zaman yanlış değildin.
Somewhere in the right you belong
-Doğruluğun içinde bir yer, ait olduğun...
You would rather fight than walk away
-Biraz kavga edip sonra yürürsün.
What a lonely way to breathe the air
-Ne yalnız bir yol nefes almak için...
What an unlovely way to say you care
-Ne sevgisiz bir yol umursamadığını söylemek için...
Now we're too far gone for me to save
-Şimdi biz beni kurtarmak için çok uzaklara gidiyoruz.
And I never thought that we'd come to this
-Ve bunun için asla düşünmeyeceğim geldiğimizi.
Maybe there's beauty in goodbye.
-Belki güzellik vardır vedaların içinde
(No one's wrong or right, you would rather fight, then you walk away)
-(Hiç kimse doğru ya da yanlış değil. Sen biraz kavga edersin, sonra yürürsün uzaklara)
There's just no reason left to try
-Sadece bir sebep yok gitmeyi denemek için...
(Now it's gone too far, look at where we are)
-(Şimdi bu çok uzağa gidiyor, nerede oluğumuza bak!)
You push me away
-Beni uzaklara itersin.
Another black day
-Diğer siyah gün...
Let's count up the reasons to cry
-Hadi ağlamak için sebep sayalım!
Look what you've missed, living like this
-Bak özlediğine, bunun gibi yaşamaya...
Nobody wins (nobody wins)
-Kimse kazanmıyor.
Searching for the truth in your eyes
-Gözlerinde gerçeği ara!
Found myself so lost to recognize
-Kendimi bul, tanımak için çok kayıp...
The person now that you, you claim to be
-Şimdi sen insan olduğunu iddia ediyorsun.
Don't know when to stop, or where to start
-Durmak için zamanı bilme ya da başlamak için yeri...
You're just so caught up in who you are
-Sadece çok tutuklu olyorsun kim olduğuna.
Now you're far too high for me to see
-Şimdi çok yüksektesin benim görebilmem için...
I'd never thought that we'd come to this
-Ve bunun için asla düşünmeyeceğim geldiğimizi.
Maybe there's beauty in goodbye
-Belki güzellik vardır vedaların içinde...
(No one's wrong or right, you would rather fight, then you walk away)
-(Hiç kimse doğru ya da yanlış değil. Sen biraz kavga edersin, sonra yürürsün uzaklara)
There's just no reason left to try
-Sadece bir sebep yok gitmeyi denemek için...
(Now it's gone too far, look at where we are)
-(Şimdi bu çok uzağa gidiyor, nerede oluğumuza bak!)
You push me away
-Beni uzaklara itersin.
Another black day
-Diğer siyah gün...
Let's count up the reasons to cry
-Hadi ağlamak için sebep sayalım!
Look what you've missed, living like this
-Bak özlediğine, bunun gibi yaşamaya...
Nobody wins (nobody wins)
-Kimse kazanmıyor.
You never say you're sorry
-Üzgün olduğunu asla söylemedin.
Try to tell me that you love me
-Beni sevdiğini söylemeyi dene.
But don't. it's too late to take it there
-Ama yapma, bunun için çok geç...
Maybe there's beauty in goodbye
-Belki güzellik vardır vedaların içinde...
(No one's wrong or right, you would rather fight, then you walk away)
-(Hiç kimse doğru ya da yanlış değil. Sen biraz kavga edersin, sonra yürürsün uzaklara)
There's just no reason left to try
-Sadece bir sebep yok gitmeyi denemek için...
(now it's gone too far, look at where we are)
-(Şimdi bu çok uzağa gidiyor, nerede oluğumuza bak!)
You push me away
-Beni uzaklara itersin.
Another black day
-Diğer siyah gün...
Let's count up the reasons to cry
-Hadi ağlamak için sebep sayalım!
Look what you've missed, living like this
-Bak özlediğine, bunun gibi yaşamaya...
Nobody wins (nobody wins)
-Kimse kazanmıyor.
(Now it's gone too far, look at where we are)
-(Şimdi bu çok uzağa gidiyor, nerede oluğumuza bak!)