Ebb and flow, the sea is cold, but my blood comes to boil
Gelgit, deniz bu gibi, ama benim kanım kaynamaya başlar
I feel it filling up my lungs, the weight pulls me to soil
Ciğerlerime dolduğunu hissediyorum, ağırlığı beni toprağa çekiyor
Current takes me, breath escapes me, inducing coma sleep
Akım beni götürür, nefes beni terk eder, komaya teşvik eder
Close my eyes, I'm paralyzed, finally at peace
Gözlerimi kapat, felçliyim, nihayet huzurluyum
Another sunny day, I feel like getting in the water
Başka güneşli bir gün, suya girmiş gibi hissediyorum
Why did you have to let me go?
Neden beni bırakıp gitmek zorundaydın?
Such a perfect way to spend my time and swim out farther
Vaktimi boşa harcamak için harika bir yol gibi duruyor ve uzaklara yüzüyorum
Why did you have to let me drown, drown?
Neden boğulmama izin verdin, boğulmama?
Lay there floating, body bloating, skin turning to gray
Oraya yüzmeye hazırlanıyorum, vücudum şişiyor, tenim griye dönüyor
I built my castle, the dirty rascal finally got his way
Kalemi inşa ediyorum, pis hergele sonunda yolunu buluyor
Waves roll in and clean my sins, now everything is clear
Dalgalar yuvarlanıyor ve günahlarımı temizliyor, şimdi her şey tertemiz
I'm having fun under the sun, wishing you were here
Güneşin altında keyif alıyorum, burada olmanı diliyorum
Another sunny day, I feel like getting in the water
Başka güneşli bir gün, suya girmiş gibi hissediyorum
Why did you have to let me go?
Neden beni bırakıp gitmek zorundaydın?
Such a perfect way to spend my time and swim out farther
Vaktimi boşa harcamak için harika bir yol gibi duruyor ve uzaklara yüzüyorum
Why did you have to let me drown, drown?
Neden boğulmama izin verdin, boğulmama?
A thousand leagues, I live and breathe along the ocean floor
Binlerce fersah, yaşıyor ve okyanusun üzerinde nefes alıyorum
Now submersed, I join the cursed to float here ever more
Şimdi su altında, ebediyen burada yüzmesi için lanete katıldım
Another sunny day, I feel like getting in the water
Başka güneşli bir gün, suya girmiş gibi hissediyorum
Why did you have to let me go?
Neden beni bırakıp gitmek zorundaydın?
Such a perfect way to spend my time and swim out farther
Vaktimi boşa harcamak için harika bir yol gibi duruyor ve uzaklara yüzüyorum
Why did you have to let me drown, drown?
Neden boğulmama izin verdin, boğulmama?