Merci et à demain, je prends la route, un train
Teşekkürler ve yarın görüşürüz yola çıkıyorum
M'échapper de tout ça
Bir tren…bütün bu şeylerden kaçmam için
Trouver un havre de paix, où l'on ne connaît
Nefretin ve inancın bilinmediği huzurun limanını
Ni la haine et la foi
Bulmam için…
Merci et à demain, suffisent un ciel, un sein
Teşekkürler ve yarın görüşürüz. Bir gökyüzü,
Sur lesquels je me brise
Üzerinde parçalandığım bir göğüs yeter
On s'en va, on s'étreint
Gidiyoruz, kucaklaşıyoruz
Vas-y gamin, lâche prise
Haydi genç oğlan koyuver gitsin
Merci et à demain et les fenêtres ouvertes
Teşekkürler ve yarın görüşürüz ve pencereler açık
L'envie de s'extraire
Kendini çekip çıkarma arzusu
Chevillé au corps, le cœur en bandoulière
Vücuda çivilenmiş kalp askıda
J'ai appris à me taire
Ben susmayı öğrendim
Mais lassé là, tu vois des choses, petite
Ama bu noktada bıktım. Görüyorsun küçük şeyleri
Le désir, tu sais, toi, de s'assoir, de courir
Sen bilirsin oturma, koşma arzusunu
À perte de vue, Forêt Noire
Gözün alabildiği yer kara orman
Ou des plages d'Afrique
Ya da Afrika'nın plajları
Merci et à demain, humble et le dos courbé
Teşekkürler ve yarın görüşürüz.Mütevazi ve beli bükük halde
Savoir s'en aller
Çekip gitmeyi bilmek
L'envie de l'absence, alors que tout dehors
Yokluk arzusu…Dışarıda her şey asla sükunete,
Ne fait jamais silence
Ama asla nefrete
Mais jamais de rancune
Sebep olmazken
Ce s'rait comme dire à la lune, "je t'en veux"
Bu, Ay'a "sana kızıyorum" demek gibi bir şey olurdu
Tu n'es que grise, noire et blanche
Sen sadece gri, siyah ve beyazsın
Au contraire, je rêve
Tam tersine ben hayal ediyorum
De mer, de bleu et de l'astre qui penche
Denizi, maviyi ve eğri duran yıldızı
Merci et à demain, retrouver le bouquet
Teşekkürler ve yarın görüşürüz. Yaz mevsiminin
Rond et chaud de l'été
Yuvarlak ve sıcak çiçek demetine tekrar kavuşmak
Et le vent et la nuit
Ve rüzgar ve gece
Les chênes kermès, les genévriers
Kermes meşeleri, ardıç ağaçları
Les fleurs de Braga et le linge étendu
Braga'nın çiçekleri ve Guiamres'in çatılarında
Sur les toits de Guimarães
Serilmiş çamaşırlar
Tout part à vau-l'eau, tout brûle
Her şey mahvolmaya doğru gidiyor her şey yanıyor
Mais apparemment, rien ne presse
Ama görünüşe göre hiçbir şeyin acelesi yok
Merci et à demain, se gonflent les égos
Teşekkürler ve yarın görüşürüz.
Comme des ballons d'hélium
Egolar şişiyor helyum balonları gibi
Où s'en vont les éclats d'montgolfière à la cime
Sıcak hava balonunun parçaları zirvede nereye gider ?
C'est la vie des hommes
İnsanların hayatı böyle
Que fait-on de ce legs tendre
Geri vermeksizin ödünç aldığımız
Qu'on emprunte et sans remettre?
Bu taze mirası ne hale getiriyoruz ?
Qui cueillera les fleurs s'il ne reste des brûlures
Yanıklardan,buharlardan ve kırıntılardan başka
Que les vapeurs ou miettes?
Bir şey kalmazsa kim toplayacak çiçekleri ?
Merci et à demain et fatigué du monde
Teşekkürler ve yarın görüşürüz ve dünyadan bıktım
Je délaisse l'endroit
Başkasını tanımadan
Où l'on sourcille de peur, méconnaissant de l'autre
Korkuyla kaşlarımızı çattığımız
Ce qui le rend comme toi ou moi
Onu senin veya benim gibi yapan yeri terk ediyorum
Merci et à demain, à la roche du réel
Teşekkürler ve yarın görüşürüz gerçeğin kayasında
J'adosse ma petitesse
Çocukluğuma yaslanıyorum
Puisqu'on s'en fout, je me questionne
Mademki umurumuzda değil kendime soruyorum
Qui a tiré sur la tendresse?
Sevgiye kim ateş etti ?
Çeviren : Ahmet KADI