A lonely mother gazing out of her window
Yalnız bir anne penceresinden dışarı bakıyor
Staring at a son that she just can't touch
Şimdi dokunamadığı oğluna gözlerini dikmiş bakıyor
If at any time he's in a jam she'll be by his side
Ne zaman oğlunun başı dertte olsa annesi yanında olacak
But he doesn't realize he hurts her so much
Ama oğlu bunun farkına varmaz annesini çok incitir
But all the praying just ain't helping at all
Ama bütün bu dualar hiç de fayda etmiyor
'Cause he can't seem to keep himself out of trouble
Çünkü oğlan kendini beladan uzak tutabiliyor gibi görünmüyor
So he goes out and he makes his money the best way he knows how
Böyle dışarı çıkar ve parasını kazanır,Bir başkasının soğuk cesedi yol kenarında
Another body laying cold in the gutter
Nasıl yatar,bunun en iyi yolunu bilir
Listen to me
Beni dinle
[Koro:]
Don't go chasing waterfalls
Şelalerin peşinden gitme*
Please stick to the rivers and the lakes that you're used to
Alışık olduğun ırmak ve gölleri terk etme lütfen
I know that you're gonna have it your way or nothing at all
Biliyorum nasıl istersen öyle yapacaksın ya da hiçbirşey (yapmayacaksın)
But I think you're moving too fast
Ama bence çok hızlı gidiyorsun
Little precious has a natural obsession
Küçük sevgili oğulun cazibe yönünden
For temptation but he just can't see
Doğal bir takıntısı var ama annesinin ona
She gives him loving that his body can't handle
cüssesinin kaldıramadığı bir sevgi verdiğini tam göremez
But all he can say is "Baby, it's good to me."
Ama oğlunun bütün söyleyebildiği: 'bebeğim bu benim için iyi”
One day he goes and takes a glimpse in the mirror
Bir gün oğlan gider ve aynaya bir göz atar
But he doesn't recognize his own face
Ama kendi yüzünü tanımaz
His health is fading and he doesn't know why
Sağlığı kötüye gidiyor ama nedenini bilmiyor
Three letters took him to his final resting place
Üç harf onu ebedi istirahat yerine (mezarına) götürdü**
Y'all don't hear me
Beni duymuyorsunuz
[Koro (2x)]
I seen a rainbow yesterday
Dün,bir gökkuşağı gördüm
But too many storms have come and gone
Ama çok fazla fırtına oldu ve geçti
Leavin' a trace of not one God-given ray
Tanrı vergisi olmayan bir ışından iz bırakarak
Is it because my life is ten shades of gray
Hayatım grinin on farklı tonu olduğu için mi ?
I pray all ten fade away
Bütün bu on farklı grinin yok olması için dua ediyorum
Seldom praise Him for the sunny days
Güneşli günler için Tanrı'ya nadiren şükrederim
And like His promise is true
Ve onun vaadinin gerçek olduğu gibi
Only my faith can undo
Sadece benim imanım telafi edebilir
The many chances I blew
Harcadığım pek çok fırsatı
To bring my life anew
Hayatımı tekrar getirmek için
Clear blue and unconditional skies
Berrak mavi ve sınırsız gökler
Have dried the tears from my eyes
Gözyaşlarımı gözümden sildi
No more lonely cries
Artık yalnız ağlamalar yok
My only bleedin' hope
Kahrolası tek umudum
Is for the folk who can't cope
With such an endurin' pain
That it keeps 'em in the pourin' rain
Kendilerini yağan yağmurda tutan
Böylesine sürekli bir acıyla
Başa çıkamayan insanlardır
Who's to blame
Kimin suçudur
For tootin' 'caine into your own vein
Kendi damarlarına kokain çekmek
What a shame
Ne kötü !
You shoot and aim for someone else's brain
Vuruyorsun ve başka birinin beynini hedef alıyorsun
You claim the insane
Çılgınlığı istiyorsun
And name this day in time
Ve zamanla bu günü
For fallin' prey to crime
Suçun ağına düşmek olarak adlandırıyorsun
I say the system got you victim to your own mind
Sistemin seni kendi aklına kurban ettiğini söylüyorum
Dreams are hopeless aspirations
Hayaller umutsuz özlemlerdir
In hopes of comin' true
Gerçek olması umuduyla
Believe in yourself
Kendine inan
The rest is up to me and you
Gerisi bana ve sana kalmış
dipnotlar:
*”Kendini tehlikeye atma” demek istiyor.
** Üç harf derken aids hastalığına yol açan HIV virüsü kastediliyor.
Çeviren:Ahmet KADI