I'm sick to death of eating breakfast on my own
Tek başıma kahvaltı etmekten bıktım
Starting out my daily blues
Günlük Blue'larımı* başlatıyorum
I'm sick to death of spilling coffee on my phone
Kahveyi telefonuma dökmekten bıktım
Scrolling through pictures of you
Senin fotoğraflarını kaydırmaktan
I'd like to say that maybe we could work it out
Belki bunu çözebilirdik demek istiyorum
But I know that it's no use
Ama biliyorum ki bir işe yaramaz
If I ever find anyone half as good as you
Eğer senin yarın kadar iyi birisini bulursam
I think maybe that will do
Sanırım belki bulacağım
I kissed a stranger in the hallway late last night
Dün gece koridorda bir yabancıyı öptüm
?He was wearing purple shoes
Mor ayakkabılar giyiyordu
?I asked him when he kissed me, could he close his eyes?
Ona beni öptüğünde sordum, gözlerini kapatabilir mi?
?But he just looked at me confused
Ama o bana sadece şaşkınca baktı
?And people say my expectations are too high
Ve insanlar benim beklentilerimin çok yüksek olduğunu söylüyor
But I'm not asking for the moon
Ama ben ay'ı istemiyorum
If I ever find anyone half as good as you
Eğer senin yarın kadar iyi birisini bulursam
I think maybe that will do
Sanırım belki bulacağım
If I ever find anyone half as good as you
Eğer senin yarın kadar iyi birisini bulursam
I think maybe that will do
Sanırım belki bulacağım
Oh, I'm so sick of laying here
Oh, burada uzanmaktan bıktım
So sick of counting tears
Gözyaşlarını saymaktan çok bıktım
Comparing everyone to you
Herkesi seninle kıyaslıyorum
Oh, oh
Oh, oh
Oh, I'm so sick of waiting here
Oh, burada beklemekten bıktım
So frustrated
Çok hayal kırıklığına uğradım
My suspicions are you're laying there and thinking of me too
Şüphelerim burada yatıyor olman ve beni düşünüyor olman
I learned the lyrics yesterday to all your songs
Dün tüm şarkılarının sözlerini öğrendim
There was one I couldn't do
Öğrenemeyeceğim bir tanesi vardı
I think the lyric went
Galiba sözler şöyleydi
'You'll miss me when I'm gone”
'Ben gittiğimde beni özleyeceksin”
But the chords, I was confused
Ama akortlar, kafam karışmıştı
I'd ask you 'round and you could tell me where I'm wrong
Sana etrafta dolaşmayı soracaktım ve sen bana yanlış yaptığım yeri söyleyebilirdin
?But then I know you'd just refuse
Ama sonra yalnızca reddeceğini biliyorum
Refuse
Reddeceğini
If I ever find anyone half as good as you
Eğer senin yarın kadar iyi birisini bulursam
I think maybe that will do
Sanırım belki bulacağım
If I ever find anyone half as good as you
Eğer senin yarın kadar iyi birisini bulursam
I think maybe that will do
Sanırım belki bulacağım