Inhale, hold, release
Soluk almak, tutmak, serbest bırakmak
Forever bound in your net of safety
-Sonsuza dek senin güvenliğine bağlı
And it's the most dangerous place I can be
-Ve bu en tehlikeli yer benim olabileceğim
Like torture to me
-Bana işkence gibi
I long to taste life without boundaries
-Sınırlar olmadan hayatın tadını çıkarmak
And I'm not scared
-Ve ben korkmuyorum
Just let me breathe my oxygen
-Sadece bırak oksijenimi alayım
Open my eyes
-Gözlerim açıldı
I am alive
-Canlıyım (hayattayım)
I'm larger than life
-Hayattan daha büyüğüm
Just let me breathe my oxygen
-Sadece izin ver oksijenimi alayım
Leave the past behind
-Geçmiş geride bırak
I have arrived
-Başardım
I will light up the sky
-Gökyüzünde parlayacağım
If you let me breathe my oxygen
-Eğee oksijenimi almama izin verirsen
My oxygen
-Oksijenim
Turn my face towards the sun
-Yüzümü güneşe çeviriyorum
Hair in the wind, down highway one
-Rüzgardaki saç, bir otoyolun aşağısında
I'm looking for sense of escape
-Bir kaçış yolu arıyorum
Naked I am liberated
-Çıplak, ben özgürlüğüme kavuştum
I'll never change
-Asla değişmeyeceğim
I stare my fears in the face
-Yüzümdeki korkulara bakıyorum
Rules were made for us to break
-Bize göre kurallar yıkılmak içindi
Chances meant for us to take
-Bize göre şanslar almak içindi
And I know I will forsake
-Ve biliyorum terk edeceğim
Determined to break away
-Kaçmak için kararlıyım