you know i can't believe you
-sana inanamadığımı biliyorsun
all the things you say they're not true whoooo
-söylediğin hiçbir şey doğru değil
but i fear i can't just leave you
-ama korkarım seni terk edemiyorum
all i feel is that i need you my love
-tek hissettiğim, sana ihtiyaç duyduğum, aşkım
this is all my spirit can take
-bütün bu ruhum daha fazla kabullenemiyor
any more and i will surely meet decay
-ve kesinlikle bir çöküşe uğrayacağım
won't you reach out and touch my heart ache
-elini uzatıp benim kalp acıma dokunmayacak mısın?
feel it beating please don't throw it away
-lütfen atışını hisset ve uzaklara fırlatma
i can't believe your careless lies
-düşüncesiz yalanlarına inanamıyorum
your burning eyes pass through me
-yanan gözlerin içime işliyor
i never thought our love would die
-hiç aşkımızın öleceğini düşünmedim
but how could i, i could not see
-ama nasıl, nasıl göremedim.
baby girl you know i need you
-bebeğim sana ihtiyacım var biliyorsun
can't believe that you would leave me this way
-beni böyle terk edeceğine inanamıyorum
if my pain will not appease you so it please you
-eğer acım seni yatıştırmayacaksa, seni memnun eder
i've got nothing to say
-söyleyecek bir şeyim yok
i now begin to realize
-şimdi anlamaya başlıyorum
you're not the girl i once knew
-sen önceden tanıdığım bir kız değildin
but deep beneath those eyes resides that dying part of you (of you)
- ama bu gzlerın derınlıklerınde hapsettım olen kısmını
i will cry, cry for you (for you)
senin için ağlayacağım
i will cry, cry for you
-senin için ağlayacağım
curtains drawn you, shut the moon out as though it were bright as sun in the day
-perdeler seni boğuyor , ayın girmesini engelliyor güneş gibi parlaktı oysaki.
while we crawl through the dimensions in your head you would show me a way
-başının içinde sürünürken bie bir yol gösterecekti
i can't believe your careless lies
-düşüncesiz yalanlarına inanamıyorum
your burning eyes pass through me
-yanan gözlerin içime işliyor
i never thought our love would die
-hiç aşkının öleceğini düşünmedim
but how could i, i could not see
-ama nasıl nasıl göremedim.
see for you
-senin için gördüm
i will cry, cry for you
-senin için ağlayacağım
i will cry, cry for you
-senin için ağlayacağım
i will cry, cry for you
-senin için ağlayacağım
i will cry, cry for you
-senin için ağlayacağım
i will cry, cry for you
-senin için ağlayacağım
Salih Buğrahan KÖROĞLU