More than us
Bizden ötede
And we are them
Ve biz onlardık
But they don't know
Ama bilmiyorlardı
What's in their hands
Ellerinde ne olduğunu
It's more than you
Senden daha ötede
And it's more than I
Ve benden daha ötede
But it's more
Ama çok daha fazlası
And everybody calls it love
Ve herkes bunun adına aşk diyordu
But I'm not really sure if it's love
Ama ben bunun aşk olduğundan emin değildim
At all, no, not anymore
Henüz, hayır, artık değilim
More than he
O adamdan ötede
More than she
O kadından ötede
They all sleep
Onlar hep uyudular
But we just dream
Ama biz sadece rüya gördük
It's more or less
Bundan daha fazlasıydı ya da daha eksikti
Means more for us
Bizim için çok daha fazlasını ifade ediyordu
But it's more
Ama çok daha fazlası
And everybody wants a hand
Ve herkes bir yardım eli bekliyor
But I'm too busy holding up the world
Ama ben dünyaya tutunmak için çok meşgulüm
To carry on, oh, not anymore
Bunu sürdürmek için, oh, artık değilim
I wish that I
İsterdim ki ben
Could fly, fly, fly away
Uçabilseydim, uçabilseydim, uçabilseydim uzaklara
And if I should fall
Ve eğer ben yere düşerken
And you hear me call
Ve seni çağırdığımı duysaydın
Would you stay
Olduğun yerde kalırmıydın
Now, more than us
Şimdi, bizden ötede
And we are them
Ve biz onlardık
They don't know
Bilmiyorlardı
What's in their heads
Akıllarında ne olduğunu
It's more than you
Bu senden ötede
And it's more than I
Ve bu benden ötede
But it's more
Ama çok daha fazlası
And everybody calls it love
Ve herkes buna aşk diyordu
But I'm not really sure if this is love
Ama ben bunun aşk olduğundan emin değildim
At all, no, Not anymore, no, anymore
Henüz, hayır, artık değilim, hayır, artık değilim
Anymore, Anymore...
Artık değilim, artık değilim...