I wanna fall inside your ghost
Hayaletinin içine düşmek istiyorum
And fill up every hole inside my mind
Ve aklımdaki her boşluğu doldurmak istiyorum
And I want everyone to know
Ve herkesin bilmesini istiyorum
That I am half a soul
Ben yarım bir ruhum
Divided
Birbirinden ayrılmış
Sometimes we will die and sometimes we will fly away
Bazen öleceğiz ve bazen uçup göçeceğiz
Either way you're by my side until my dying days
Öyle ya da böyle, benim ölüm günlerime kadar yanımdasın
And if I'm not there and I'm far away
Ve yanında değil de çok uzaktaysam
I said: "Don't be afraid."
Dedim ki: "Korkma."
I said: "Don't be afraid."
Dedim ki: "Korkma."
We're going home.
Eve gidiyoruz.
I wanna strip myself of breath
Kendimi nefessiz bırakmak istiyorum
A breathless beast of death I've made for you
Senin için yaptığım nefes almayan bir ölüm canavarı
A mortal writing piece of song
Bir fani tarafından yazılmış şarkı parçası
Will help me carry on
Devam etmeme yardım edecek
But these you heard
Ama sen bunları duydun
Sometimes we will die and sometimes we will fly away
Bazen öleceğiz ve bazen uçup göçeceğiz
Either way you're by my side until my dying days
Öyle ya da böyle, benim ölüm günlerime kadar yanımdasın
And if I'm not there and I'm far away
Ve yanında değil de çok uzaktaysam
I said: "Don't be afraid."
Dedim ki: "Korkma."
I said: "Don't be afraid."
Dedim ki: "Korkma."
We're going home.
Eve gidiyoruz.
So the hearse ran out of gas
Cenaze arabasının benzini bitti
A passenger person grabbed a map
Yolcu birisi bir haritayı eline aldı
And the driver inside it contrived a new route to save the past
Ve arabanın içindeki şoför geçmişi kurtarmak için yeni bir yol çizdi
I said: "Don't be afraid."
— twenty one pilots
And checked his watch and grabbed a cab
Ve saatine bakıp bir taksi çevirdi
A beautifully plain taxi cab
Güzel bir şekilde sade bir taksi arabası
A cab, had a cleared out back
Tertemiz bir arkası olan taksi
And two men started to unpack
Ve iki adam bavulunu boşaltmaya başladı
Driving once again
Yine yola koyulmuşlardı
But now this time there were three men
Ama bu sefer üç adam vardı
And then I heard one of them say:
Ve sonra içlerinden birisinin bir şey söylediğini duydum
"I know the night will turn to gray
"Gecenin griye dönüşeceğini biliyorum
I know the stars will start to fade
Yıldızların solacağını da biliyorum
When all the darkness fades away
Tüm karanlık solup gittiğinde
We had to steal him from his fate
O adamı kaderinden çalmalıyız ki
So he could see another day"
Bir gün daha yaşayabilsin"
Then I cracked open my box
Sonra tık diye çantamı açtım
Someone must have picked the lock
Birisi kilidini kırmış olmalıydı
A little light revealed the spot
Ufak bir ışık açığa çıkardı
Where my fingernails had fought
Tırnaklarımın dövüştüğünü noktayı
Then I pushed it open more
Sonra iterek daha fazla açtım
Pushing up against the door
Kapıya doğru ittirdim
Then I sat up off the floor
Sonra yere çöktüm
And found the breath I was searching for
Ve aradığım nefesi buldum
Then there were three men up front
Sonrasında üç adam öndeydi
All I saw were backs of heads
Tek gördüğüm başlarının arkasıydı
And then I asked them "am I alive and well or am I dreaming dead?"
Ve sonra onlara sordum ki "İyi durumda ve hayatta mıyım yoksa ölüm hayalini mi görüyorum?"
And then one turned around to say:
Ve sonra bir tanesini dönüp
"We're driving toward the morning sun
"Güneşe doğru sürüyoruz evlat
Where all your blood is washed away
Orada kanın yıkanıp akacak
And all you did will be undone."
Ve tüm yaptıkların affedilecek."
I said: "Don't be afraid."
Dedim ki: "Korkma."
I said: "Don't be afraid."
Dedim ki: "Korkma.''