Chairs on an island, candles in a room
He showed her all the things that made a new day new
She kept forgetting but he would help recall
There's more to life than standing when the world wants you to fall..
So she needs him badly and now she thinks she's lost
Without the strength he lent, the pillar and the cross
Lies on an island, sleeps in a room
There's no more need for standing when the world won't let you fall..
It's wilderness in here, a dune sea stretched for miles
Can't you come home?
It's wilderness in here, a dune sea stretched for miles
Can't you come home?
You made this too
You made this too
You made this for me alone.
You made this too
You made this too
I made you do this to me..
It's wilderness in here, a dune sea stretched for miles
Can't you come home?
It's wilderness in here, a dune sea stretched for miles
Can't you come home?
Adadaki sandalyeler, odasındaki mumlar..
Erkek her şeyi gösterdi ona.. yeni günü yeni yapan her şeyi..
Kız unutmaya devam ediyordu fakat erkek hatırlamasına yardımcı olacaktı..
Ayakta durmaktan daha fazlasını yapmalısın eğer dünya düşmeni istiyorsa..
Kızın ona çok ihtiyacı var ve şimdi kendini kaybolmuş hissediyor..
Ödünç verdiği gücü olmadan, taştan bir mezar..
Adasında uzanıyor , odasında uyuyor..
Ayakta durmaya çalışmanın bir anlamı yok eğer dünya düşmene izin vermeyecekse..
Çok ıssız burası, bu ıssız çöl metrelerce uzatıldı sanki..
Gelemez misin eve?
Çok ıssız burası, bu ıssız çöl metrelerce uzatıldı sanki..
Gelemez misin eve?
Bunu sen de yaptın..
Bunu sen de yaptın..
Bunu sadece benim için yaptın..
Bunu sen de yaptın..
Bunu sen de yaptın..
Bunu bana yapmana ben sebep oldum..
Çok ıssız burası, bu ıssız çöl metrelerce uzatıldı sanki..
Gelemez misin eve?
Çok ıssız burası, bu ıssız çöl metrelerce uzatıldı sanki..
Gelemez misin eve?