Vildhjarta - Dagger

I don't blame you for these disasters and tragedies.
You sold your knowledge to sink the silent cries of pain.
Since you don't understand, I know you won't complain.
Come taste this poisoned daggers blade.
The difference is vague between truth and fake.
Come taste this blade.

Bu facialar ve felaketler için seni suçlamıyorum.
Acının sessiz çığlıklarını yatıştırmak için bilgini sattın.
Anlamadığın için, şikayet de etmeyeceksin.
Gel bu zehirli hançerin tadına bak.
Gerçek ve sahtenin farkı muğlak.
Gel bu bıçağın tadına bak.


You are closer to me than you may think.
This is a lie designed to keep you weak.
A mirror maze of shadows and glass.
Reflections will trick your eyes.
I speak and keep disguised.

Bana sandığından daha yakınsın.
Bu, seni zayıf tutmak için tasarlanmış bir yalan.
Gölgeler ve camdan oluşan bir ayna labirenti.
Yansımalar gözlerini aldatacak.
Konuşacak ve gizlenmiş kalacağım.

It takes a critical mind to broach the lies.

Yalanları delmek eleştirel bir zihin gerektirir.

A most devious reason resides within me;
entangled up and floating out.

İçimde dolambaçlı bir sebep var;
dolaşık ve süzülmekte.

Not that it will matter more,
but this must be made clear: This is not a confession,
this is more like a betrayal.
And I will let you know the truth,
and you know it's your turn now.

Bir şey fark edeceğinden değil ya
Yine de şu açığa kavuşmalı:
Bu bir itiraf değil.
Bu daha çok bir ihanete benziyor.
Ve gerçeği bilmene izin vereceğim
ve şimdi sıra sende, biliyorsun.

I have since long stopped pretending to stand on your side.
And you know it's your turn now.

Senin tarafında duruyormuş gibi davranmayı bıraktığımdan beri biliyorsun,
Şimdi sıra sende.

Days have gone and nights have passed,
still the illusion is maintained,
an undertaking faced with risk,
and now its too late to dodge away.
Come taste this poisoned blade.

Günler gitti ve geceler geçti
Ancak ilüzyon sürdürüldü
riskle yüzleşmiş bir teşebbüs,
ve şimdi sıyrılmak için çok geç.
Gel bu zehirli bıçağın tadına bak.

These words are really empty.
I left you with nothing else.
Its all lies when you only
know the low without the high.


Bu kelimeler gerçekten boş.
Sana bunlardan başka hiçbir şey bırakmadım.
Yükseği bilmeden alçak hakkında bildiğin her şey palavra.