the fire is burning
(alev almış)
we lay our weapons down to rest
(silahlarımızı dinlenmek için indirdik)
this war ain't over
(bu savaş bitmeyecek)
'till all the people will be free
(bütün insanlar özgür kalana dek)
straight from our hearts we cry
(içtenlikle haykırıyoruz)
this war has stolen too many lives
(bu savaş pek çok can aldı)
cause for the sake of freedom we will die
(çünkü biz özgürlük için ölümü göze aldık)
our songs will carry on
(bizim şarkımız bunu sürdürecek)
oh lord we try, we try
(tanrım deniyoruz, deniyoruz)
to keep our dream alive
(düşlerimizi canlı tutmayı)
and voices will be heard
(ve seslerimiz elbet duyulacak)
all around the world
(bütün dünyada)
so stand up and cry for freedom
(o zaman ayağa kalk ve özgürlük için haykır)
and keep the dream alive
(ve bu düşü canlı tut)
yeah, stand up and cry for freedom
(evet, ayağa kalk ve özgürlük için haykır)
and keep the dream alive
(ve bu düşü canlı tut)
our brothers in prison
(kardeşlerimiz hapiste)
but no crime was ever done
(ama hiç bir suç işlenmedi)
i call it racism
(ırkçılık derim buna)
ashamed i face my fellow man
(yoldaşımın yanında utandıran)
the children are taken away
(çocuklar götürüldü)
and families destroyed
(ve aileler yok edilidi)
and millions have died from starvation
(ve milyonlar açlıktan öldü)
we can't go on this way
(bu şekilde devam edemeyiz)
oh lord we pray , we pray
(tanrım dua ediyoruz, dua ediyoruz)
that maybe soon someday
(belki de çok yakında)
the world will smile again
(dünya yeniden gülümseyecek)
and they shall be relased
(ve onlar salıverilecekler)
so stand up and cry for freedom
(o zaman ayağa kalk ve özgürlük için haykır)
and keep the dream alive
(ve bu düşü canlı tut)
yeah, stand up and cry for freedom
(evet, ayağa kalk ve özgürlük için haykır)
and keep the dream alive
(ve bu düşü canlı tut)
so stand up and cry for freedom
(o zaman ayağa kalk ve özgürlük için haykır)
and keep the dream alive
(ve bu düşü canlı tut)
yeah, stand up and cry for freedom
(evet, ayağa kalk ve özgürlük için haykır)
and keep the dream alive
(ve bu düşü canlı tut)
so stand up and cry for freedom
(ayağa kalk ve özgürlük için haykır)
and keep the dream alive
(ve bu düşü canlı tut)
yeah, stand up and cry for freedom
(evet, ayağa kalk ve özgürlük için haykır)
and keep our dream alive
(ve düşümüzü canlı tut)
so stand up and cry for freedom
(ayağa kalk ve özgürlük için haykır)
and keep the dream alive
(ve bu düşü canlı tut)
yeah, stand up and cry for freedom
(evet, ayağa kalk ve özgürlük için haykır)
and let 'em know that we are here
(ve onlar burada olduğumuzu bilsinler)
oh no, we can't go on this way
(hayır, bu böyle devam edemez)
and we will never give up
(ve biz asla pes etmeyeceğiz)
fighting for freedom
(özgürlük için savaşmaktan)
yeah, and we will keep this dream alive
(evet, ve biz bu düşü canlı tutacağız)