It's not just me, no, you feel it too
Sadece ben değil, hayır, sen de hissediyorsun
You know and I know, we lost the lotto
Sen de ben de biliyoruz, çok şey kaybettik
It's like our love cut the line in two
Aşkımız hattı ikiye bölmüş gibi
We're on different sides though, lost in the echo
Farklı taraflardayız, yankıda kayboluyoruz
Our lips are moving, they're makin' words
Dudaklarımız hareket ediyor, kelimeler üretiyorlar
Words turn to riddles, we make it worse
Kelimeler bilmecelere dönüşüyor, daha kötü hale getiriyoruz
‘Cause I'm not listening, and you're not listening, no
Çünkü ben dinlemiyorum, ve sen dinlemiyorsun, hayır
We try to fix it, it never works
Düzeltmeye çalışıyoruz, asla işe yaramıyor
We go, breaking up like cell phones
Aynı cep telefonları gibi dağılıyoruz
When I speak, 'cause you don't listen when I talk
Ben konuşurken, çünkü ben konuşurken sen dinlemiyorsun
Dial tone, nothing but that high note
Çevirme sesi, o yüksek notadan başka bir şey yok
When you speak, 'cause I don't listen when you talk
Sen konuşurken, çünkü sen konuşurken ben dinlemiyorum
Ooh, yeah, don't think we'll ever get better, better
Daha iyiye gideceğimizi düşünme, daha iyiye
Gets worse with every letter, letter
Her harfle daha kötüye gidiyor, harfle
Dial tone, nothing but that high note
Çevirme sesi, o yüksek notadan başka bir şey yok
On repeat, 'cause we don't listen when we talk
Tekrar ediyor çünkü konuşurken birbirimizi dinlemiyoruz
If we could speak like we're trying to
Eğer denediğimiz gibi konuşabilseydik
Share conversation, communication
Sohbet edebilseydik, iletişim kurabilseydik
I'm hearing me and you're hearing you
Ben kendimi duyuyorum ve sen kendini duyuyorsun
We're on different islands, just sounds of silence
Farklı adalardayız, sadece sessizliğin sesi var
Our lips are moving, they're makin' words
Dudaklarımız hareket ediyor, kelimeler üretiyorlar
Words turn to riddles, we make it worse
Kelimeler bilmecelere dönüşüyor, daha kötü hale getiriyoruz
‘Cause I'm not listening, and you're not listening, no
Çünkü ben dinlemiyorum, ve sen dinlemiyorsun, hayır
We try to fix it, it never works
Düzeltmeye çalışıyoruz, asla işe yaramıyor
We go, breaking up like cell phones
Aynı cep telefonları gibi dağılıyoruz
When I speak, 'cause you don't listen when I talk
Ben konuşurken, çünkü ben konuşurken sen dinlemiyorsun
Dial tone, nothing but that high note
Çevirme sesi, o yüksek notadan başka bir şey yok
When you speak, 'cause I don't listen when you talk
Sen konuşurken, çünkü sen konuşurken ben dinlemiyorum
Ooh, yeah, don't think we'll ever get better, better
Daha iyiye gideceğimizi düşünme, daha iyiye
Gets worse with every letter, letter
Her harfle daha kötüye gidiyor, harfle
Dial tone, nothing but that high note
Çevirme sesi, o yüksek notadan başka bir şey yok
On repeat, 'cause we don't listen when we talk
Tekrar ediyor çünkü konuşurken birbirimizi dinlemiyoruz
Our lips are moving, they're makin' words
Dudaklarımız hareket ediyor, kelimeler üretiyorlar
Words turn to riddles, we make it worse
Kelimeler bilmecelere dönüşüyor, daha kötü hale getiriyoruz
‘Cause I'm not listening, and you're not listening, no
Çünkü ben dinlemiyorum, ve sen dinlemiyorsun, hayır
We try to fix it, it never works
Düzeltmeye çalışıyoruz, asla işe yaramıyor
We go, breaking up like cell phones
Aynı cep telefonları gibi dağılıyoruz
When I speak, 'cause you don't listen when I talk
Ben konuşurken, çünkü ben konuşurken sen dinlemiyorsun
Dial tone, nothing but that high note
Çevirme sesi, o yüksek notadan başka bir şey yok
When you speak, 'cause I don't listen when you talk
Sen konuşurken, çünkü sen konuşurken ben dinlemiyorum
Listen when we talk, ooh yeah
Konuşurken dinlemiyoruz
Ooh, yeah, don't think we'll ever get better, better
Daha iyiye gideceğimizi düşünme, daha iyiye
Gets worse with every letter, letter
Her harfle daha kötüye gidiyor, harfle
Dial tone, nothing but that high note
Çevirme sesi, o yüksek notadan başka bir şey yok
On repeat, 'cause we don't listen when we talk
Tekrar ediyor çünkü konuşurken birbirimizi dinlemiyoruz