I remember I had walked home that day Content with all my misery
O gün tm acımla eve yürüdüğümü hatırlıyorum
Told my self it'd get better, no clue what there was next to me
Kendime her şey düzelecek demiştim, yanımda ne vardı hiç bilmiyordum
Remember there was people, walkin', talkin' in the distance
İnsanların uzaktan yürüyüp konuştuğunu hatırlıyorum
I was dressed for winter weather
Kış için giyinmiştim
But the summer rays were kissing me, I
Ama yaz ışıkları yüzüme vuruyordu
I was lost
Kaybolmuştum
So I took a different path
O yüzden farklı yola sapmıştım
In the distance he awaited me
Uzaktan o beni bekliyordu
Had no weapon, I'm guessin' his hands were just enough for me
Silahım yoktu, onun elleri benim için yeteceğine inanıyordum
Was no question, I'm guessin' he laughed just at the sight of me
Hiç soru yoktu, beni gördüğünde kesin gülmüştü
I was lost
Kaybolmuştum
I remember I had walked home that day Content with all my misery
O gün tm acımla eve yürüdüğümü hatırlıyorum
Told my self it'd get better, no clue what there was next to me
Kendime her şey düzelecek demiştim, yanımda ne vardı hiç bilmiyordum
Remember there was people, walkin', talkin' in the distance
İnsanların uzaktan yürüyüp konuştuğunu hatırlıyorum
I was dressed for winter weather
Kış için giyinmiştim
But the summer rays were kissing me, I
Ama yaz ışıkları yüzüme vuruyordu
I was lost
Kaybolmuştum
[Verse 2]
And there he was, his presence was alarming
Ve oradaydı, onun varlığı korkutucuydu
As he approached, was casual, we talk 'bout self-harming
Yaklaşırken kendimize zarar vermekten bahsediyorduk
He told me, 'Kid, you shouldn't be walkin' on your own”
Bana 'Kendi başına yürümemelisin evlat” demişti
He smiled and laughed, and pat my back
Gülümseyip sırtımı okşamıştı
He asked, 'How far are you from home?”
'Evinden ne kadar uzaktasın” diye sordu
I said, 'Maybe 30 minutes”
Bende '30 dakika” dedim
His frequency distorted quick, I seen it in his image
Duruşu değişti, imajında görmüştüm
I should've run right fucking there, I-
Tam orada kaçmalıydım
You ever woke up on a train track With no motherfuckin' clothes on?
Üzerinde hiçbir şey yokken tren raylarında hiç uyandın mı?
Death before your eyes, you prayin' to God, but ain't no response
Ölüm gözünün önünden geçiyor, allaha dua ediyorsun ama hiç cevap yok
Trying to scream for hope, just a shoulder that you can lean on
Umut için bağırmaya çalışıyorsun, kafanı koyacağın bir omuz arıyorsun
But ain't nobody coming
Ama kimse gelmiyor
So you scream on and scream on and scream on While this evil fuck laugh at you
O yüzden bu kötülük sana gülüyorken bağırmaya devam ediyorsun
Train getting closer, you still surprised that he battered you
Tren yaklaşıyor, sen o adam seni dövdüğü için hala şaşırmış haldesin
Tears falling harder and harder, minutes get minuscule
Göz yaşların daha hızlı dökülüyor, dakikalar saliseye dönüşüyor
Could've had a son or a daughter, now what you finna do?
Oğlun yada bir kızın olabilirdi, şimdi ne yapacaksın?
You finna die here on this train track
Bu tren raylarında öleceksin
‘Cause clearly after death, ain't no way you can find your way back
Çünkü belli ki ölümden sonra geri dönmenin hiçbir yolu yok
Thinking 'bout your previous memories, going way back
Önceki anılarını düşünüyorsun, eski gönlere dönüyorsun
All them fucking dreams 'bout a diamond chain and a Maybach
Tüm o elmas mücevherler hakkındaki rüyalara
Now your time finally up
Şimdi zamanın sonunda geldi
Ask yourself the final question, is you going down or up?
Kendine sın soruyu sor, aşağı mı gidiyorsun yukarıya mı?
Recollectin' all the moments that you never gave a fuck
Hiç siklemediğin anları hatırlıyorsun
Now it's here, death has now arrived, time's finally up
Şimdi ölümün burada, zamanın sonunda geldi