A ceux qui flanchent
Boyun eğenlere
Qui se déhanchent
Sessizliğin müziğinde
Sur la musique du silence
Salına salına yürüyenlere
Qui réchauffent leurs existences
Hassasiyetlerinin ateşinde
Au feu de leur fragilité
Titizliklerinin güneşinde
Au soleil de leurs exigences
Hayatlarını ısıtanlara
A ceux qui partent
Çekip gidenlere
A ceux qui restent
Kalanlara
A tous ceux là qui quoi qu'ils fassent
Her ne yapıyorlarsa yapan o kişilere
Mettent des ailes à leurs godasses
Ayakkabılarına kanat takanlara
Cachent des cornes dans leur tignasse
Dağınık saçlarının içinde boynuzlarını saklayanlara
Pour retourner au combat
Mücadeleye geri dönmek için
Le combat c'est parfois braver
Bazen, mücadele ceplerini doldurmak
Son âme pour remplir ses poches
Karnını ve kafasını doldurmak için
Pour remplir son ventre et sa tête
Kendi ruhuna karşı gelmektir
Et quand viennent les jours de fête
Ve parti günleri geldiği zaman
C'est avec trois bouts de ficelle
Üç parça ip ile
Faire des bouquets d'étincelles
Işıltı buketleri yapmaktır
A ceux qui perdent
Koyduğu her şeyi
Tout ce qu'ils misent
Kaybeden ama
Mais qui n'retournent pas leur chemise
Kendisini hor görenleri hayran bırakmak için
Pour séduire ceux qui les méprisent
İnandığı yoldan ayrılmayanlara
A ceux qui peignent nuit et jour
Gece gündüz acil çıkış kapılarını
Des sorties de secours
Boyayanlara
A ceux, à celles restés fidèles
Sadık kalan erkek ve kadınlara
Au cormoran, à l'hirondelle
Karabatak kuşuna, kırlangıca
A ce jardin que jamais rien ne brûlera
Hiçbir şeyin asla yakmayacağı bu bahçeye
A celles, à ceux qui font au mieux
Elinden gelenin en iyisini yapan erkek ve kadınlara
Qui se débrouillent pour que le givre
Kırağı ve pas yaşama isteklerini
Pour que la rouille n'emporte pas leur soif de vivre
Alıp götürmesin diye idare edenlere
Le chant des grives
Ardıç kuşlarının ötüşü
Hum hum hum
Hum hum hum
A celles qui passent
Geçip gidenlere
Qui se déplacent
Yerini değiştirenlere
A celles qui chassent au corps à corps
Bütün gücüyle av yapanlara
Tout ce qui ressemble à la mort
Ölüme benzeyen her şeye
A celles qui penchent pour la revanche
Menekşeleri çiğneyip ezmeden
Sans piétiner la pervenche
İntikam almaya meyledenlere
Aux solitaires
'Herkes” dediğimiz
Qui voudraient bien
İnsanları bir gün, bir saat,
Un jour, une heure, une seconde
Bir saniye tanımayı
Connaitre ceux qu'on appelle "tout l'monde"
Yarına randevu almayı
Avoir un rendez-vous demain
Bir kadeh şarapta kaçmayı
S'évader dans un verre de vin
Çok isteyen yalnızlara…
Mais tout le monde c'est personne
Ama 'herkes” dediğimiz hiç kimsedir
Alors à quoi bon se tenir
O halde direnmenin ne faydası var
Dis à quoi bon se retenir
Söyle kendini tutmanın ne faydası var
De quitter sans dire un seul mot
Tek kelime etmeden çekip gitmenin,
La tablée qui nous emprisonne
Bizimle aynı masada olup ta bizi hapsedenlerin
Assemblée qui veut notre peau
Canımızı almak isteyen topluluğun…
A tous ceux qui ne connaissent pas
'Dik duruş” ve 'sahtekarlık kelimelerini
Les mots posture et imposture
Bilmeyen herkese
Parce que l'on va comme l'on va
Çünkü hangi durumdaysak öyle gidiyoruz
A pied à cheval ou en voiture
Yaya, at üstünde veya arabayla
Jambes de feu, jambes de bois
Ateşten bacaklar, tahtadan bacaklar
Finir dans la même nature
Aynı doğada son bulacak
A ceux, à celles restés fidèles
Sadık kalan erkek ve kadınlara
Au cormoran, à l'hirondelle
Karabatak kuşuna, kırlangıca
A ce jardin que jamais rien ne brûlera
Hiçbir şeyin asla yakmayacağı bu bahçeye
A celles, à ceux qui font au mieux
Elinden gelenin en iyisini yapan erkek ve kadınlara
Qui se débrouillent pour que le givre
Kırağı ve pas yaşama isteklerini
Pour que la rouille n'emporte pas leur soif de vivre
Alıp götürmesin diye idare edenlere
Le chant des grives
Ardıç kuşlarının ötüşü
Hum hum hum
Hum hum hum
Le chant des grives
Ardıç kuşlarının ötüşü
Hum hum hum
Hum hum hum
Hum hum hum
Çeviren: Ahmet KADI